Mango |
BCBG Max Azria |
Jean Paul Gaultier'in grunge'n doğuşu için verdiği cevap oldukça net: İhtiyaç ve fonksiyonellik. Tabi bu konuda farklı görüşler de vardı. Grunge'n modayı daha realistik bir alana çektiğini düşünenler mesela... Herkes kendine has Grunge akımını düşünürken üç cesur tasarımcı Kasım 1992 yılında Grunge'ı ilk defa koleksiyonlarına kattı: Marc Jacobs, Anna Sui ve Christian Francis Roth. Aynı tarihlerde James Truman (Details dergisi baş editörü): ''Punk moda karşıtıydı. Bir duruşu sergiliyordu. Grunge bir duruşu sergiliyor olmamasına rağmen, bir moda duruşu sergileyecek olması işten bile değil.'' (Punk was antifashion. It made a statement. Grunge is about not making a statement, which is why it’s crazy for it to become a fashion statement.) Diyerek Grunge'n Punk'ı solladığını ve giderek daha da geniş bir alana yayılacağını haber veriyordu adeta. Bu söz oldukça yerindeydi. Belki de grunge'n popülerliğinin sebebi buydu. Grunge'n modaya kayıtsız bir tavrı vardı ama buna rağmen moda duruşu sergileyebiliyordu, hiç bir zorlama olmadan.
Grunge'n temeli bu aslında. Kayıtsızlık tavrı. Asi bir sokak stili olarak da geçer. Şimdilerde bu asi, duruşsuz moda akımı sayılan Grunge, podyumları yeniden etkisi altına aldı. 2014 sezonu zıtlıklar arasındaki belirsizlikler üzerine yoğunlaşmışken, lüks ve grunge arasındaki belirsizlik de bu durumdan nasibini almış oldu. BCBG Max Azria, Mango gibi markaların sonbahar defilelerinde Grunge kendini gösterdi. Bize de hoşgeldin diyip grunge stilini yorumlamak düşer ancak :)
Hoşgeldin Grunge! ;)
Not: İleriki yayınlarımızda grunge stilinin nasıl elde edildiği üzerinde duracağız. Alıntılar, kronoloji ve terimler Voguepedia sayfasından elde edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için önemli, şimdiden teşekkür ederiz :)
Your comments are important for us, thank you for supporting :)